15 Mayıs 2015 Cuma

:İSLAMA GÖRE İÇKİ(ALKOL)İÇMENİN HÜKMÜ:




:İSLAMA GÖRE İÇKİ(ALKOL)İÇMENİN HÜKMÜ: 



“Şeytan,şarap ve kumar(yolu)ile aranıza düşmanlık ve kin sokmak,sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak istiyor. Artık (bunlardan)vazgeçtiniz değilmi?” 

(MAİDE S. 91.AYET) 



“Sana şaraptan(içkiden)ve kumardan soruyorlar. 
De ki: “O ikisinde de büyük günah vardır…..” 

(BAKARA S. 219.AYET) 



“Ey inananlar, şarap,kumar,dikili taşlar (putlar,üzerine yazılar yazılmış) şans okları (çekmek ve bunlara göre hareket etmek) şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz” 

(MAİDE S. 90. AYET) 



Bu son ayet ile alkollü içkiler kesin olarak haram edilmiştir. Sahabelerden Hz. Enes (ra.) anlatıyor: Biz içki alemindeydik. Ben dağıtıyordum. Bir adam geldi “İçki haram edildi.” dedi. Arkadaşlar derhal “Şu içki kaplarını dök, temizle.” emrini verdiler. O haberden sonra kimse ağzına içki almadı. Ebu'd-Derdâ radıyAllahu anh anlatıyor: "Halilim Aleyhissalâtu vesselâm bana şu vasiyette bulundu: "Hiçbir şeyi Allah'a ortak kılma, hatta param parça edilsen, ateşlerde yakılsan da; bile bile hiçbir namazını terk etme; kim namazı bile bile terkederse ondan Allah'ın zimmeti (garantisi) kalkar; içki içme, çünkü o, bütün kötülüklerin anahtarıdır." 



"Ey iman edenler,sarhoş iken, ne dediğinizi bilinceye ve cünüp iken de, yolculukta olmanız hariç,gusül edinceye kadar, namaza yaklaşmayın….” 

(NİSA S. 43.AYET) 




AÇIKLAMA: 



Bu şarap(içki) içme ile ilgili ikinci emirdir.(NİSA S. 43.AYET) Birincisinde (BAKARA S.219.AYET)içkinin kötü bir şey olduğu ve Allah’ın bundan hoşlanmadığı bildirilmişti.Bunu gözönünde bulundurarak bazı müminler içki,içmekten kaçınmaya başlamışlardı. Bununla birlikte büyük çoğunluk içkiyi bırakmamıştı ve bazen namaza sarhoş gelip,okurken şaşırıyorlar ve anlaşılmaz şeyler söylüyorlardı.Bu ikinci emir büyük bir ihtimalle Hicri 4.yılın başında nazil olmuştur ve kişinin içkili iken namaz kılmasını yasaklamaktadır.



Bunun sonucu Müslümanlar içki içtikleri zamanları,namazlara denk gelmeyecek şekilde ayarlamaya başladılar.Bundan bir süre sonrada içkiyi tamamen yasaklayan ayetler nazil oldu. 

(MAİDE S. 90-91.AYETLER) 



Arapça metindeki “sekr”(sarhoşluk) kelimesi,bu emrin sadece içkili iken değil,her türlü sarhoşluk anı için geçerli olduğunu ifade eder.Bunun yanı sıra sarhoşluk veren her şey aslında haramdır. 



Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) şöyle buyuruyor:
"Çoğu sarhoş eden şeyin azı da haramdır."
"Bir farakı sarhoş eden şeyin bir avucu da haramdır."
("Farak" takriben 43,5 kg.lık bir kaptır.)

(HADİS-İ ŞERİF) Tirmizi, Eşribe, 3; Ebû Dâvûd, Eşribe, 5; Nesâi, Eşribe, 25. İkinci hadis: Ahmed, Müsned, VI/71, 72, 131.



“İçkinin azıda haramdır çoğuda” (HADİS-İ ŞERİF) 



Hz. Osman (r.a)’dan rivayet edildiğine göre, Rasulullah (asm)’ın şöyle demiştir:

“İçkiden uzak durun! Çünkü içki, kötülüklerin anasıdır.”

(HADİS-İ ŞERİF)


Hz. Ömer'in nakline göre Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Allah'a ve âhiret gününe iman eden kimse, üzerinde içki dolaştırılan sofraya aslâ oturmasın!"

(HADİS-İ ŞERİF) Tirmizi, Edeb, 43; Ebû-Dâvûd, Et'ime, 18.



Resûlullah (s.a.v.)'in:
"Her sarhoşluk veren şey hamrdır ve her hamr haramdır."

(HADİS-İ ŞERİF) Müslim, Eşribe, 73-75; Buharî, Edeb, 80; Ahkâm, 21.



İçki ticâreti:


İslâm içki ticaretini menetmiş, Müslümanın gayri müslim ile de olsa içki alışverişi yasaklanmıştır. Şu lânet, ticareti de içine almaktadır:



"Peygamber (s.a.s) içki yapanı, yaptıranı, içeni, taşıyanı, kendisine taşınanı, dağıtanı (sâkî, garson), satanı, parasını yiyeni, satın alanı ve kendisi için satın alınanı lânetlemiştir." 

(HADİS-İ ŞERİF) Tirmizî, Büyû, 58; İbn Mâce, Eşribe, 6.



Alkollü ilaç ile tedâvî:


Birisi Rasûl-i Ekrem (s.a.v.)'e şarabı sordu. O da onu menetti. Soran adam: "Ben onu yalnızca ilaç ve tedâvi için yapıyorum" deyince de: "O ilaç değil, derttir" buyurdu.

(HADİS-İ ŞERİF) Müslim, Eşribe, 12; Ebû-Dâvûd, Tıb, 11.



Bu mealde olan hadislere dayanan bilginler, sarhoşluk veren içkilerin tedâvide kullanılmasını da caiz görmemişlerdir. Ancak bu hüküm normal durumlara aittir. Eğer başkası bulunmadığı için içki veya alkollü ilâcı, mütehassıs ve Müslüman bir doktor bir hastaya yazarsa, burada zarûret prensibi işler ve tedâvî caiz olur. 

Geniş Bilgi için bk. H. K. İslâm'ın Işığında Günün Meseleleri, s. 198 vd.



Ümmü Seleme(r.anha)’dan: “Resulullah (s.a.v) müskir ve müftir olan her şeyi yasaklamıştır” 

(HADİS-İ ŞERİF- S.EBİ DAVUD,3/329) 




AÇIKLAMA: 



MÜSKİR: Sarhoşluk veren. 


MÜFTİR: İçildiğinde vücuda rehavet veren, uzuvlarda kırıklık-uyuşukluk güç azalması meydana getiren,göz kapaklarında mahmurluk ve zayıflama tesiri yapan şeydir. 



Yine Nesâî'nin bir rivayetinde Resûlullah şöyle buyurmuştur: 

"Üç kişi vardır, cennete girmeyecektir: Anne babasının hukukuna riayet etmeyen kimse; içki düşkünü olan kimse; verdiğini başa kakan kimse." 

(HADİS-İ ŞERİF) Nesâî, Zekat 69, (5, 81).



İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim (ısrarla) içki içerse dördüncü sefere kadar kamçılayın,sonra (devam ederse) öldürün." 

(HADİS-İ ŞERİF) Ebû Dâvud, Hudud 37, (4482); Tirmizî, Hudud 15, (1444). 



Sevr İbnu Zeyd el-Dîlî anlatıyor: "Hz. Ömer (radıyallâhu anh), hamr için uygulanması gereken haddin miktarı hususunda (Ashabla) istişarede bulundu. 



Hz. Ali (radıyallâhu anh): "Seksen sopa vurulmasını uygun görüyorum" dedi. Çünkü kişi, içince sarhoş olur, sarhoş olunca hezeyana düşer (saçmalar), hezeyana düştü mü iftira atar. (İftiranın cezası ise 80 sopadır). 



Böylece Hz. Ömer (radıyallâhu anh) içki içenler için haddi 80 sopa takdir etti." Muvatta, Eşribe 2, (2, 842). 


İbnu Şihâb (rahimehullah)'a: "- Köle içki içecek olursa ona tatbik edilecek haddin miktarı nedir?" diye sorulmuştu, şöyle cevap verdi: "- Bana ulaştığına göre, ona,hüre verilen cezanın yarısını uygulamak gerekir. 



Hz. Ömer, Hz. Osman ve İbnu Ömer (radıyallâhu anhüm ecmain) içkide, kölelerine, hürlere tatbik ettikleri haddin yarısını tatbik ederlerdi." 

Muvatta, Eşribe 3, (2, 842). 



Hz. Câbir radıyAllahu anh anlatıyor: 

"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Allah ve ahiret gününe inanan kimse izarsız hamama girmesin. Kim Allah'a ve ahirete inanıyorsa, bir özrü olmadan hanımını hamâma sokmasın. Kim Allah'a ve ahirete, inanıyorsa üzerinde içki bulunan sofraya oturmasın." 

(HADİS-İ ŞERİF) Tirmizi, Edeb 43, (2802); Nesai, Gusl 2, (1, 198).



Sizden önce yaşamış bir adam, insanlardan uzaklaşıp bir yerde uzlete çekilerek Allah’a ibadet etmekteydi. Fakat, fahişe bir kadın ona aşık oldu. Bu fahişe kadın, cariyesini ona gördererek bir meselede şahitlik yapması için evine çağırttı. 



Adam, kadının çağrısına icabet ederek cariye ile birlikte çağrıldığı eve gitti. Adam eve girince geçtiği her kapı, cariye tarafından arkadan kapatılıyordu. Nihayet güzel bir kadının yanına vardı. Kadının yanında bir çocuk ve bir içki şişesi bulunmaktaydı. Kadın, adama şöyle dedi: 



“Vallahi! Ben seni, şahitlik yapman için çağırmadım. Ben senden; benimle cima yapmanı veya bu çocuğu öldürmeni ya da şu içkiyi içmeni istiyorum. Zira sen, bunlardan birini yapmak mecburiyetindesin.” 



Bu durum üzerine adam içki içmeyi seçti ve sarhoş oluncaya kadar içti. Sarhoş olunca kadınla zina yaptı ve yaptığı bu çirkin amelleri kimseye söylemesin diye çocuğu da öldürdü. 



Siz, içkiden uzak durun! Çünkü o, imanla bir arada asla bulunmaz. Muhakkak onlardan biri, diğerini çıkartır.” 

(bk. Nesâî, Eşribe, 44; Abdürrezzâk b Hemmâm, Musannef, 9/236; İbn Hibbân, Sahîh, 12/168; Beyhakî, Şu'abu'l-Îmân, 5/10)



Bu rivayet, içki günahın ayrıca başka günahlara da neden olduğunu göstermesi açısından önemlidir. Hadisin başındaki “İçkiden uzak durun! Çünkü içki, kötülüklerin anasıdır.” açıklaması da bunu bildirmektedir. Verilen örnek de eski zamanlarda yaşanmış ve içki günahının diğer günahlara nasıl neden olabileceğini göstermesi açısından son derece önemlidir. Günümüzde işlenen bir çok günahtan sonra, sarhoştum, haberim yoktu, hatırlamıyorum gibi bahanelerin ileri sürülmesi de bu hadiste anlatılan kişiyle paralellik göstermektedir.



Nitekim “Şeytan; içki ve kumar yüzünden aranıza düşmanlık ve kin düşürmek, sizi Allah’ın anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık siz bunlardan vazgeçtiniz değil mi?” (Mâide, 5/91) mealindeki ayette de içki ve kumar gibi günahların vereceği zarara ve toplumda yapacağı tahribata dikkat çekerek bunlardan uzak durulması gerektiği bilidirilmektedir.



Hz. Ömer ve diğer sahabiler bu ifadeyi ilk duyduklarında "Vazgeçtik ey Rabbimiz vazgeçtik!" diye haykırmıştır. 



Buna göre, insanlar arasındaki ismi ne olursa olsun ve her neden yapılırsa yapılsın, sarhoşluk veren içkilerin azı da çoğu da haramdır. Bu hususta Hz. Peygamber’in (asm) beyanları şöyledir:


“Her sarhoşluk veren şey içkidir ve her sarhoşluk veren şey haramdır."

(HADİS-İ ŞERİF) Buhârî, Edeb, 80; Müslim, Eşribe, 73-75, 64, 69) 


İçkinin haramlığı hususunda İcmâ vardır.



Konuyla ilgili başka bir ayet meali de şöyledir:

“Ey iman edenler! (Aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz." 

(Maide Suresi,5/90)



Bu âyette, sarhoşluk veren her türlü içki, kumarın her çeşidi kesinlikle haram kılınmaktadır. Âyet indiği zaman, bütün müslümanlar, ellerinde bulunan şarapları Medine sokaklarına döküp kaplarını kırmışlar, içki alışkanlıklarını; Kur'an'ın bu kesin emri karşısında tereddüt etmeden topluca terk etmişlerdi.


Meâlde geçen "içki" kelimesi, âyetteki "hamr" kelimesinin karşılığı olarak kullanılmıştır. Bu bağlamda hamr, aklı örten şey demektir. Bu nitelikteki tüm içki ve uyuşturucular hamr kapsamına girer.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder